Uluslararası ödemelerle ilgili pratik tavsiyeler ve ipuçlarıyla 2025’te karşılaşabileceğiniz zorlukları nasıl aşacağınızı öğrenin. İşinizi gelecek yıla uyumlu hâle getirin.

2024’teki gelişmeler, 2025’te iş dünyasında daha fazla değişiklik yaşanacağının bir göstergesi. Accenture’ın 2024 raporuna göre teknoloji, yetenek, jeopolitik durum ve iklim gibi faktörlerdeki değişim hızı son altı yılda arttı ve 2023’te yapay zekânın tanıtılması bu değişim hızını zirveye çıkardı.
Gelecek yıl ve sonrasını planlamaya başlayan KOBİ’ler için, yeni gelişmeleri ve iş dünyasındaki teknoloji trendlerini takip etmek giderek zorlaşabilir. Accenture raporuna göre, anket yapılan iş liderlerinin yarısından fazlası, olası değişikliklere tam olarak hazırlıklı olmadıklarını belirtti.
Ancak, işletme sahiplerinin uzun vadeli başarıyı sağlamak için kullanabileceği bazı etkili stratejiler vardır. Bunlar, uyum sağlama yeteneğini öncelik haline getirmek veya iş hedeflerini ve operasyonlarını piyasa taleplerine göre yeniden değerlendirmek gibi adımlar içeriyor. Gelecek dönemde bir adım önde olmak için yapmanız gerekenlerden bahsedelim.
Esnek olun
Winston Churchill bir zamanlar, “Hareket ederken asla endişe etmem, sadece hareketsiz kalmayı endişe ederim” demiştir ve bu, iş dünyasında da geçerlidir. Hızla değişen bir dünyada, uyum sağlama ve hızlı kararlar verme yeteneği, hayatta kalmaya çalışan işletmeler ile başarılı olanlar arasındaki farkı yaratır.
WorldFirst UK müşterisi olan güzellik ürünleri markası Wrimes Cosmetics, pandemiyle birlikte farklı bir yol izlemek zorunda kaldı. Şu anda global ölçekte tanınan ‘evcil hayvan bakım ürünleri’ satışı yapıyor. Aynı şekilde Play-Doh ve Netflix gibi pek çok şirket, fırsatları değerlendirerek önceki rakiplerinden daha bilinir markalar haline geldi.
Esneklik, önce doğru bir bakış açısına sahip olmakla başlar. Değişime açık bir kültür benimseyen işletmeler ekiplerini yenilik yapmaya ve değişiklikleri benimsemeye teşvik eder. Bu sayede zorluklarla daha hızlı ve etkili bir şekilde başa çıkabilirler. Örneğin, teknolojiyi nasıl kullanacağınızı yeniden gözden geçirmek ya da ekibinizi yeni önceliklere odaklanacak şekilde organize etmek, hedeflerinize ulaşmanızda size yardımcı olabilir. Yeni bir ürün çıkarmak, işleri daha verimli hâle getirmek ya da yeni bir kitleye ulaşmak gibi hedefler için de aynısı geçerlidir.
Esnek olmak aynı zamanda sektörünüzdeki yenilikleri takip etmek, müşteri geri bildirimlerini dikkate almak ve tedarikçilerinizle düzenli iletişimde bulunmak anlamına gelir. Böylece değişimlere hızla uyum sağlayabilir ve sadece tepki vermek yerine gelecekteki değişikliklere hazırlıklı olabilirsiniz.
Ortaklıklarınızı ve işlemlerinizi gözden geçirin
Yeni yıl yaklaşırken işinizi yönlendiren ortaklıkları ve işlemlerinizi gözden geçirmek iyi bir fikir olacaktır. Geçmişte etkili olan ilişkiler ve işlemler, artık mevcut hedeflerinizle veya değişen pazar koşullarıyla uyumlu olmayabilir.
Örneğin geçmişte yürüttüğünüz manuel süreçler, bugün artan işlem hacmiyle birlikte hatalar ve gecikmeler yaşamanıza neden olabilir. Otomatik bir sisteme geçiş için başlangıçta bir yatırım yapmanız gerekse de bu adım zaman ve iş gücü kazandırarak sizin daha stratejik görevlere odaklanmanızı sağlar.
Müşterileriniz çevreye duyarlı ürün ve hizmetlere daha fazla ilgi gösterirken uzun süreli tedarikçinizin bu alanda hassas davranmaması sorun oluşturabilir. Eğer tedarikçiniz çevre dostu uygulamalara geçişte yavaş kalırsa, bu durum markanıza zarar verebilir ve müşterilerinizi kaybetmenize neden olabilir.
Önemli ortaklıklarınızı değerlendirin
Tedarikçileriniz, hizmet aldığınız firmalar ve hatta müşterilerinizle olan ortaklıklarınız işinizin başarısında kritik bir rol oynar. Bu konuyla ilgili kendinize bazı sorular sormanız gerekebilir.
- Tedarik zinciriniz, ürünlerin zamanında, sorunsuz, yüksek kaliteli ve uygun maliyetle teslim edilmesini sağlıyor mu?
- Tedarikçileriniz veya hizmet aldığınız firmalar, çevre dostu uygulamalar veya etik kaynak kullanımı gibi değerlerinizle uyumlu mu?
- Hizmet sağlayıcılarınızdan aldığınız hizmetin karşılığında adil bir değer elde ediyor musunuz, yoksa daha uygun alternatifler bulunabilir mi?
- Sözleşmeleriniz yeniden değerlendirilebilir mi? Daha avantajlı koşullar sağlamak için yeniden gözden geçirilebilecek sözleşme veya anlaşmalarınız var mı?
- Artık kârlı olmayan ya da hedef pazarınıza uygun olmayan müşterileriniz veya ortaklıklarınız var mı?
İş sürecinizi değerlendirin
İş süreçlerinizin verimli olması, hem işlerin zamanında ve doğru şekilde tamamlanması hem de işinizin büyümesi için çok önemlidir. Bir rapora göre, bazı şirketler kötü planlanmış karmaşık süreçler yüzünden yılda 1,3 milyon dolara kadar zarar edebiliyor. Bu süreçleri geliştirmek için kendinize bazı sorular sormanız gerekebilir.
- Tekrarlayan işler var mı? Bazı işler sürekli tekrar ediyor olabilir. Örneğin, bir veriyi sürekli elle giriyorsanız, bunu otomasyon sistemleriyle daha hızlı ve hatasız yapmayı düşünebilirsiniz.
- Kullandığınız araçlar ve yazılımlar işe yarıyor mu? Ekibinizin ihtiyaçlarını karşılayan, işlerinizi kolaylaştıran araçlar mı kullanıyorsunuz? Yoksa bu araçlar eski, yavaş ya da günümüz ihtiyaçlarına uygun değil mi?
- Ekipler arasında iletişim güçlü mü? Farklı ekipleriniz birbirinden haberdar mı? Yoksa ekipler kendi işlerini yaparken diğer ekiplerle iletişim kurmadığı için işler aksıyor mu? Örneğin, satış ekibi ile üretim ekibi arasında bilgi eksikliği var mı?
- İşlerinizi zamanında bitirebiliyor musunuz? Belirlediğiniz teslim tarihlerini düzenli olarak karşılayabiliyor musunuz? Gecikmeler yaşanıyorsa bu müşterilerinize kötü bir deneyim yaşatıyor olabilir.
- Gereksiz stres ve hatalara neden olan işler var mı? Bazı süreçleriniz hem çalışanlarınızın zamanını alıyor hem de onlara stres mi yaratıyor? Örneğin, sık sık yanlış yapılan işler ya da sürekli düzeltme gerektiren süreçleriniz var mı?
Bu sorulara dürüst yanıtlar vererek iş süreçlerinizdeki eksiklikleri belirleyebilir ve daha verimli bir işleyişe geçiş yapabilirsiniz.
Bir iş mentörüyle çalışın
Eğer işinizi ileriye taşıma konusunda kararsızlık yaşıyorsanız, bir iş mentoru size yeni bakış açıları, uygulanabilir stratejiler ve büyük zorluklarınızı aşmanız için gereken özgüveni sağlayabilir. İş koçlarından farklı olarak mentörler genellikle kısa vadeli hedeflere değil uzun vadeli rehberliğe odaklanırlar. İş dünyasında yaşadıkları deneyimlerin onlara kazandıklarıyla işletmelere destek olurlar.
Bir iş mentoru, stratejik planlama, networking (iş ağı oluşturma), sorumluluk takibi ve kişisel gelişim gibi pek çok konuda size yol gösterebilir. Ancak, bu ilişkinin doğası oldukça geniş kapsamlı olabileceği için mentörünüzden tam olarak ne beklediğinizi net bir şekilde belirlemeniz önemlidir.
Sektörel deneyimden faydalanabilirsiniz. İşinizle aynı sektörde yıllarını geçirmiş bir mentör, sektörünüze özel pratik öneriler ve yeni fırsatları fark etme konusunda size yardımcı olabilir. Ayrıca genel iş becerilerini geliştirme fırsatı bulabilirsiniz. Daha geniş bir iş geçmişine sahip bir mentör, liderlik, finansal planlama gibi farklı alanlarda geliştirilebilecek yetkinliklerinize odaklanabilir.
Mentörluk ilişkisi tek yönlü bir bilgi aktarımına dayalı olmak zorunda değildir. Karşılıklı mentörlük, daha esnek ve eşitlikçidir ve bu tür bir ilişki, tarafların birbirlerinden öğrenmesini ve bilgi alışverişi yapmasını destekler. Aynı zamanda iş ağı oluşturma, deneyim paylaşımı ve farklı bakış açıları geliştirme gibi karşılıklı faydalar sağlar. Böylece, hem mentörlük veren kişi hem de mentörlük alan kişi birbirini geliştiren bir süreçte yer alır.
Bir mentör bulmak için mevcut ağınızı gözden geçirebilir, tanıdıklarınızdan öneri isteyebilir veya mentörlerin uzmanlık alanlarını listeleyen küçük işletmeler için mentorluk hizmeti gibi kâr amacı gütmeyen hizmetleri kullanabilirsiniz. Ayrıca yerel ticaret odaları, iş hızlandırıcı programlar ve sektörle ilgili dernekler potansiyel mentörlerle bağlantı kurmak için faydalı olabilir.
Sürdürülebilirlik ve ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) ilkelerine yatırım yapın
İş dünyasında sürdürülebilirlik ve çevresel yönetim artık yalnızca popüler kelimeler olarak anılmaktan ziyade yasal zorunluluklar hâline gelmiştir. Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), 2023 yılında yürürlüğe girdi ve büyük işletmeler ile halka açık şirketlerin, sürdürülebilirlik etkileri hakkında detaylı bilgi sunmalarını zorunlu kıldı. Bu direktif şeffaflık ve hesap verebilirliği artırmayı amaçlıyor. AB şirketi olmasanız bile orada iş yapıyorsanız ve raporlama kriterlerine uyuyorsanız bu düzenlemelere de uymanız gerekecek. Avustralya’da ise zorunlu sürdürülebilirlik raporlama yasaları, 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girdi.
Ancak yasal gerekliliklerin ötesinde, araştırmalar sürdürülebilir uygulamaların ve çevresel farkındalığın işletmeler için faydalı olduğunu gösteriyor. Bir anket, tüketicilerin yarısının sürdürülebilir olarak etiketlenmiş ürünler için daha fazla ödeme yapmaya istekli olduğunu ortaya koydu. Bir başka araştırma ise B2B “Business-to-Business” (İşletmeden İşletmeye) müşterilerinin üçte birinin sürdürülebilirlik ihtiyaçları karşılanmazsa tedarikçilerini değiştireceği sonucuna ulaştı. Ayrıca, Avustralya’da tüketicilerin %45’i bir markanın çevresel kimliğini sık sık kontrol ettiği de biliniyor. Tüketiciler giderek daha bilinçli hâle geliyor, bu yüzden yeşil yıkama (greenwashing – bir markanın çevre dostu ve sürdürülebilir olduğunu iddia etmesi ancak aslında bu iddiaların gerçeği yansıtmaması durumu) artık geçerli bir strateji olmayacak.
Bu düşünce, şirketin en üst düzey yöneticilerinin görüşlerinde de kendini gösteriyor. Onlar, sürdürülebilirlik çabalarını benimsemenin müşteri sadakati ve müşteri katılımı gibi faydalar sağladığını düşünüyorlar.
Çevresel etkinizi, ESG çerçevesinde daha geniş bir bakış açısıyla ele almak önemli. Çünkü çevresel etki, toplumsal sorumluluk ve yönetişim uygulamaları genellikle birbirleriyle bağlantılıdır. Bu üç temel, bir şirketin genel dayanıklılığına ve karlılığına katkıda bulunur. Araştırmalar, bir şirketin sosyal sorumluluk düzeyinin çalışan memnuniyeti ve sadakatiyle ilişkili olduğunu sürekli olarak göstermektedir. Çevresel girişimler ESG’nin diğer boyutlarını gölgelemiş olabilir, ancak insan hakları, çeşitlilik ve şeffaflık gibi unsurlar da aynı derecede önemlidir.
Eğer ESG ilkelerini ana stratejinizin bir parçası haline getirmeyi planlıyorsanız, öncelikle mevcut durumunuzu anlamakla başlayın. Bunu birkaç başlıkta anlayabilirsiniz.
Çevresel
- Karbon salınımınızı, enerji kullanımınızı ve atık miktarınızı ölçün.
- Emisyonları azaltmak veya yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek için hedefler koyun.
- Sürdürülebilirlik standartlarına uyan tedarikçilerle çalışın.
Sosyal
- Çalışanlarınıza iyi bir çalışma ortamı ve mesleki eğitim imkânları sunun.
- Esnek çalışma politikaları ile çalışan bağlılığını artırın.
- Çeşitli ve kapsayıcı bir iş gücü oluşturmak için işe alım süreçlerini gözden geçirin.
- Tedarikçilerinizin modern kölelik yasalarına uyduğundan emin olun ve tedarik zincirinizin tam olarak nerede ne olduğunu bilin.
- Toplumsal projelere veya yerel yardım kuruluşlarına destek verin.
Yönetim
- ESG stratejilerini geliştirmek ve uygulamak için liderlik ekibinizi dâhil edin.
- Şeffaf olun ve ilerlemenizi düzenli olarak paylaşın.
- İş kararlarınızı alırken ve büyüme stratejilerinizi belirlerken ESG hedeflerini dikkate alın.
Yeni pazarlara açılın
Son dönemdeki siyasi gelişmeler, riskinizi tek bir pazara aşırı derecede bağımlı olmadan birden fazla bölgeye yaymanın önemini gözler önüne serdi. Ticaret politikaları, tarifeler veya ekonomik öncelikler bir anda değişebilir, bu da işletmeleri savunmasız bırakabilir.
Yeni pazarlara açılmak, yerel tedarikçiler, iş ortakları ve müşterilerle anlamlı ilişkiler kurmak, işletmenizin ani değişikliklere karşı dirençli olmasını sağlar.
Asya’nın global ekonomideki önemi, bu bölgeyi takip edilmesi gereken bir alan hâline getiriyor. 2024’te en hızlı büyüyen beş ekonomi Asya’da yer alıyor ve özellikle Hindistan, Çin ve Endonezya gibi Asya ülkeleri, sürdürülebilir büyüme ve uzun yıllar sürecek düzenli gelir sağlayabilecek gelişen bir tüketici sınıfına sahip.
Aynı zamanda, Güneydoğu Asya’da Singapur ve Malezya dijital dönüşüme de öncülük ediyor. Bu bölgedeki varlığınızı artırmak, işinizi geleceğe karşı güvence altına almak için stratejik bir yol olsa da, büyüme potansiyeli sadece orta sınıftan ibaret değil. Bu sebeple bazı hususları dikkate almanız gerekiyor.
İş Yapma Kolaylığı: İşletmeler için kurallar ve süreçler ne kadar uygun?
Ticaret Tarifeleri: İthalat ve ihracat maliyetleri kârınızı etkiler mi?
Pazar Talebi: Ürün veya hizmetinize yeterli talep var mı?
Dijital Altyapı: E-ticaret ve internet altyapısı gelişmiş mi? İnternete erişim oranı nasıl?
Ekonomik Durum: Enflasyon ve döviz riski kontrol edilebilir mi?
Ödemeler ve Bankacılık: Yerel para biriminde ödeme alıp yapmak kolay mı? Çoklu para birimi hesapları (örneğin WorldFirst Hesabı) uluslararası işlemleri basitleştirebilir ve nakit akışınızı iyileştirebilir.
Rekabet: Piyasada büyük rakipler kim? Sizin işiniz için yeterli fırsat var mı?
Kültürel Uyum: Markanız yerel halkın değerlerine uygun mu? Dil engeli var mı?
Finansal planlama
Eğer işletmeniz yabancı para birimlerinde ödeme yapıyor veya alıyorsa, döviz kuru dalgalanmalarının kârınıza etkisini anlamışsınızdır. Döviz kurları, enflasyon, politik istikrarsızlık, spekülasyon ve durgunluk gibi birçok nedenle yükselip düşer ve bu faktörler tahmin edilmesi zor olabilir. Döviz kuru riskiyle başa çıkmak için vadeli sözleşmeler veya doğal riskten korunma gibi araçlar kullanarak bu riskleri azaltabilirsiniz.
Döviz kuru risklerini vadeli sözleşmelerle yönetin
Vadeli sözleşmelerle bütçenizi koruyabilirsiniz. WorldFirst’ten alacağınız bir vadeli sözleşme ile döviz kuru oranını 24 aya kadar sabitleyebilirsiniz, böylece maliyetler konusunda kesinlik sağlarsınız. Bu, döviz kurları değişse bile ödeyeceğiniz tutarın aynı kalacağı anlamına gelir.
İster yurt dışındaki tedarikçilere ödeme yapıyor olun, ister fonları Avustralya’ya geri getiriyor olun vadeli sözleşmeler, döviz kuru dalgalanmalarının finansal planlarınızı bozmasını engeller.
Çoklu para birimi hesabı kullanarak maliyetleri azaltın
WorldFirst hesabı gibi çoklu para birimi hesapları, döviz kuru risklerini yönetmenize yardımcı olabilir. Ödeme alırken USD veya RMB gibi yabancı para birimlerinde alım yaparak ve tedarikçilere aynı para biriminde ödeme yaparak gereksiz döviz dönüşümlerinden ve bu dönüşümlerin getirdiği ücretlerden kurtulabilirsiniz. Bu tür bir doğal korunma, döviz kuru dalgalanmalarından işletmenizi korumanın ve maliyetleri düşürmenin basit bir yoludur.
WorldFirst hesabı, 15’ten fazla para biriminde hesap açmanıza ve bu hesaplarda bakiye tutmanıza olanak tanır; ayrıca WorldFirst hesabınızdan hiçbir ücret ödemeden ödeme alabilirsiniz.
2025 yılı için pratik ipuçları
Şimdi atacağınız adımlar, 2025’in getireceği zorluklara ve iş geliştirme fırsatlarına hazırlıklı olmanızı sağlar. İster döviz kurlarını sabitlemek, ister önceliklerinizi yeniden düşünmek, ister yeni pazarlara açılmak olsun, önemli olan ileriye dönük düşünmek ve stratejik olmaktır.
Sınır ötesi işlerde WorldFirst gibi uzman bir partnerle çalışmak bu süreci daha basit hâle getirebilir. Dünyada bir milyondan fazla KOBİ ve işletmeye uluslararası ödemelerini yönetme, döviz riski azaltma ve yeni pazarlarda güvenle fırsatlar elde etme konusunda destek verdik.
Yeni yılda işletmenize nasıl yardımcı olabileceğimizi görmek için bizimle iletişime geçin.
Açıklama: İçerik yalnızca genel bilgi niteliğindedir ve büyük ölçüde bizim görüşlerimize dayanmaktadır. Bu bilgiyi kullanmadan önce, hedefleriniz, finansal durumunuz veya ihtiyaçlarınız doğrultusunda sizin için uygun olup olmadığını değerlendirmelisiniz. Bilgiler, güvenilir olduğu düşünülen birden fazla kaynaktan alınmış olsa da, doğruluğu garanti edilmez ve eksik ya da kısaltılmış olabilir. Tüm görüşler, tahminler, bahsedilen ürün/hizmetler ve referans gösterilen materyaller, bilgilendirme tarihi itibariyle yazarın kişisel değerlendirmesini yansıtmaktadır ve önceden bildirim yapılmaksızın değişebilir. WorldFirst, bu bilgilere dayalı olarak oluşabilecek herhangi bir kayıp veya zarardan sorumlu tutulamaz.
Yazan: Rick Hill, WorldFirst ANZ Satış Müdürü
Rick Hill, son dokuz yıldır ödeme ve finansal hizmetler sektöründe çalışmaktadır. Kariyerine büyük bir kurumsal bankada başlamış ve sonrasında girişimler ve büyüyen işletmelerde görev almıştır. Son dört yılda e-ticaret satıcılarıyla kazandığı deneyim, WorldFirst’in markaların yeni pazarlara girişteki karmaşıklıkları aşmalarına yardımcı olmuş ve global ölçekte büyümelerine önemli bir katkı sunduğuna inanmalarını sağlamıştır.
- Open 10+ local currency accounts with local account details
- Direct CNH payments to 1688.com
- Pay suppliers, partners and staff in 40+ currencies and 130+ destinations
- Collect secure payments from 100+ marketplaces and payment gateways, including Amazon, AliExpress, Paypal and Shopify
- Lock in currency conversion rates for up to 24 months
- Almost 1,000,000 businesses have sent USD$150B around the world with WorldFirst and its partner brands since 2004
- Your money is safeguarded with leading financial institutions
